3 Aralık 2007 Pazartesi

ÜÇ ÇEŞİT BİRAZ DA HAVADİS:)

Bu aralar pek pasta yapamıyorum maalesef, yapamıyorumdan ziyade yapmak istemiyorum... Hamilelikle alınan kilolarımdan henüz kurtulmuş değilim, eh evde pasta börek olunca da yememek olmuyor...
Öncelikle kolay ama harika lezzetli yemek yapmanın yolunu buldum..:) Mucize bir kabım var. Tupperware ultraplus serisinden... Resimde gördüğünüz tencereye ne koyarsam koyayım güveç tadında bir yemek çıkıyor ortaya...En alta patatesleri dizdim, üzerine pirinçli köfteleri, domates ve ay dilimi soğanlar... Biraz da baharat ve suyu ekledim, fırında pişirdim... İyi ki almışım dediğim mutfak eşyalarımın birincisi... Tavsiye ederim..




Evet 2. tarifim zeytinli ekmek, her zamanki ekmeğimi zeytinli yapıyordum, derken ekmek makinemin azizliğine uğradım...Pervanelerinden birini iyi takamamışım, hamuru çıkarıp, biraz daha un ekleyerek tekrar yoğurdum, dışarıda mayaladım ve normal fırında pişirdim.. Hımmm, çok lezzetli kabuklu bir ekmek oldu.. Ama diğerleri gibi pek Eylül'e göre olmadı, yani çıtır çıtır kabukluydu...


Ve üçüncü tarifim çocuklu aileler için kereviz yemeği, malum maydanoz dereotu pek hoşlanmıyor bizimküçük hanım, ben de ona kıpkırmızı bir yemek yapıyorum, ilk önce zeytinyağında soğanı kavuruyorum, hemen halka halka doğranmış havuçları ekliyorum, ve kerevizleri, domatesleri ekleyip suyunu, limon suyunu ekleyip pişiriyorum, bazen bezelye de ekliyorum ki, "aaa bak top var burada" diye diye yediriyorum...Üzerini maydanozla süslüyorum....Herkesin yaptığından farklı değil elbet, sadece diyorum ya hep aklına gelmeyen varsa fikir olur diye...


Afiyet olsun...



29 Kasım 2007 Perşembe

HAYAL PANOSU


Uzun zamandır, özenle hazırlıkları devam etti, ben de merakla bekledim... Ortaya güzel bir şeyler çıkacağından emindim çünkü. Sevgili Anıl , netten tanıdığım ve arkadaş olduğum birisi, o da benim gibi değişik işler , en önemlisi mutlu olduğu işi yapmak istiyordu.. Ve sanırım o da buldu..

Anıl özel tasarım çikolatalar yapıyor, hem de paketi açtığınızda yüzünüzde çiçekler açtıran, içinizi ısıtan cinsten çikolatalar...

Üzerinde kızımın resmini gördüğümde ne kadar mutlu olduğumu tarif edemem.. Harika nikah çikolatarı, davet çikolataları... Benim en çok hoşuma giden yanı, mesela bayramlarda kızımın resmi olan çikolataları akrabalarıma götürme fikri...

Tabii benim anlattığım kısım özel hayatınızda hediye edebileceğiniz çikolatalar, bir de işin kurumsal tarafı var ki, bütün detaylar sizi web sitesinde bekliyor...

26 Kasım 2007 Pazartesi

DAMLA ÇİKOLATALI KURABİYE



Bugün değişik bir kurabiye yapmak istedim.. Geçenlerde sevgili Figen'in grubu yemekyemek'te bir program gönderilmişti.. Oradaki kurabiyelerden birini seçip yapayım dedim. Tarifi birebir uyguladım ve kesinlikle toplanmayan, kum kum bir hamur oldu, bende ekstradan bir yumurta kırdım içine, sorunsuz şekillendi.. Çok lezzetli, klasik bir kurabiye... Bir kısmını minik yaptım, üzerine de yüz şekli çizdim.. Renkli tabağa koyup kızıma verdim, ilk defa ""iyyyy ki doğduuuuuun" dedi, hem de nameli, işte o anda bu kurabiyeler dünyanın en güzelleri oluverdi birden.. Nerden öğrendi , yakın zamanda doğumgünü de kutlamadık, ama ben güldükçe artık sürekli dedi durdu...



Malzemeler:

3 su bardağı un

1 su bardağı nişasta ( ben mısır kullandım)

1 yumurta (sonradan ekledim)

1 paket vanilya

1/2 paket kabartma tozu

1 çay bardağı pudra şekeri

1 kahve fincanı damla çikolata

1 paket margarin ( sana hamurişi kullandım)

Unu bir kaba boşaltıp, ortasını açın, nişasta , şeker, diğer malzemeleri ve yumuşamı margarini ekleyin, elinizle yoğurun, ben bu aşamada yumurtayı ekleyip güzel bir hamur kıvamına getirdim.. Damla çikolataları içine değil üzerine koydum ben , bu size kalmış...160 derece önceden ısıtılmış fırında 15-20 dak. pişirin..

Afiyet olsun

20 Kasım 2007 Salı

PAZILI KEK

Son birkaç gündür, akşamdan niyetine girip sabahında fırsat bulamıyorum bir şeyler pişirmeye...Elimde bir margarinin verdiği kitapçık, onu mu yapsam bunu mu?? Hep tatlı , hep tatlı.. Bu sefer de tuzlu olsun dedim.. Sonuç olarak lezzetli bir kek oldu, özellikle çocuklar için besleyici.. Ancak bir daha ki sefere tarifi birebir uygulamayacağım.. Yağı biraz fazla geldi sanki, daha az yağ olmalı mesela 100 gr yeterli..Tarifte üzeri limonla kaplıydı ben limon koymadım çok aklıma yatmadı açıkçası, ve pek de kabarmadı.. Peki bunca aksaklığa rağmen neden bu tarifi yazdım? Çünkü özellikle sıcakken çoook lezzetliydi.. Pişirdim ve yarım saatte hepsi bitti..
Tarifi olduğu gibi yazıyorum, muffin kaplarında deneyeceğim bir dahaki sefere..
Şimdiden herkese afiyet olsun...

Malzemeler
375 gr ( 3 su bardağı) un
1/2 çorba kaşığı tuz
1 paket kabartma tozuUnu , kab. tozu ve tuzu bir kapta karıştırın.
Yumurta, süt, yoğurt ve Sanayı mikserle 2 dak. çırpın.
İçine unlu karışımı ilave edip pazıları ekleyin ve karıştırın...Limon kabuğu, kaşar, pul biber ekleyin.. Yağlanmış, unlanmış dikdörtgen bir kalıba boşaltın. Üzerine çırpılmış yumurta sarısı sürüp, limon dilimlerini sıralayın. sıcak fırında yaklaşık 50-55 dakika pişirin..

Not: Ben bu tariften limonu tamamen çıkardım...
2 yumurta
125 ml ( 1/2 su bardağı) süt
250 ml ( 1 su bardağı) yoğurt
125 gr Sana Hamurişi
1 adet limon kabuğu ince rendelenip dilimlenmiş
100 gr pazı, sapları ayıklanmış ince ince kıyılmış
1/2 çorba kaşığı pul biber
50 gr (1/2 su bardağı ) rendelenmiş kaşar peyniri
1 adet yumurta sarısı az suyla çırpılmış


Fırını 180 derecede ısıtın...

11 Kasım 2007 Pazar

KURU DOMATESLİ EKMEK


Bir huyum vardır benim, bir şeyin iyi tarifini buldum mu zor vazgeçerim yapmaktan.. Biraz klasiğim bu konuda da diyebiliriz.. Makineyi aldığımdan beri aynı tarifin etrafında döner durur oldum.. Geçenlerde kendi kendime, artık farklı lezzetler denemek lazım dedim. Ve son bir kaç seferdir farklı ölçüler denedim, daha az un daha çok süt, ekmekler güzel oldu, gerçekten lezzetli, ancak bir şey dikkatimi çekti, sıvı miktarı arttıkça ekmeğin dayanıklılığı azalıyor.. Ama daha süngerimsi, daha hafif , bakkal ekmeğine yakın lezzetler oluyor...


Bu sefer kuru domatesli denedim, ölçüyü de farklılaştırdım biraz.. Ekmek kokusu yine sarmış durumda evi. Öncelikle domates kurularını ufak parçalara bölüp cezvede bir taşım kaynattım ve süzdüm. Kullandığım unu ilk defa deniyorum, tam buğday unu, organik,taş değirmende öğütülmüş, Karahan marka, biraz kalın bir un, herhalde özelliği böyle olsa gerek.. Tabaktaki dilimi sevgili kalite kontrol şefime hazırladım, biraz önce "Ezgiiiiiii ekmek fırını çalışıyor yine" diyordu...Ekmeğin ilk dilimi her zaman eşime aittir:))

Malzemeler

1/2 cup domates kurusu
1 cup süt
1/2 cup su
1 dolu dolu tatlı kaşığı tuz
1 dolu dolu tatlı kaşığı esmer şeker
1 tatlı kaşığı yumuşak margarim
3 cup un
1,5 tatlı kaşığı aktif kuru maya ( ben yuvam kullanıyorum)
küçük ekmek, koyu renk kabuk ayarında, 1. programda pişirdim..


Çok kabarık gözükmüyor, ama benim en sevdiğim manzara oluşmuş, yani ekmeğin üstü çatlamış yine...Lezzetine gelince, domatesin keskin tadi, kokusu çok yakışmış, çıtır çıtır bir kabuk, içi de irmikli gibi olmuş.. Tam pazar sabahları için yapılabilecek bir ekmek, bir çeşit zeytinli, bir çeşit domatesli...Misafirler için sunumu da güzel....

MUTFAK HABERLERİMİZ



Eylül büyüdükçe anne olmanın keyfine varmaya başlıyorum... Yavaş yavaş dediklerimi yapıyor, mutfakta eline verdiğim kapları oradan oraya koyuyor. Beraber mutfğımızda güzel vakitler geçirmeye başladık şimdiden.. Tabii ben de bu arada boş durmuyorum, çocuklarla birlikte yapılabilecek yemekleri araştırıyorum.. Ehh artık seneye mutfakta kızımla pişirmeye başlarız yemeklerimizi..Geçenlerde D&R 'dan çok uygun fiyata bu kitabı aldım, aslında içinde çocukla beraber yapılabilecek şeylerle birlikte farklı baya güzel tarifler de var, zamanla bunları paylaşmayı düşünüyorum uygulamalı olarak...



Aslında burada yazmak istediğim daha bir çok şey var da, maalesef vaktim çok bol olmuyor..Üniversite bitirme tezimin konusu "Gastronomie" idi, özellikle Fransız mutfağı, sebzeler, baharatlar, yemek hazırlama yöntemleri, hamur işleri vs.. Yani aslında burada gördüğünüz ve okuduğunuzdan daha fazlası var... En kısa zamanda azar azar da olsa genel bilgilerden başlayarak paylaşmaya başlayacağım bilgilerimi...


Bir de tabii ki, benim gibi ne pişireyim sıkıntısı yaşayanlar için blogların son derece ilham verici olduğunu düşünüyorum.. Bu sebeple zaman zaman yaptığım klasik yemeklerin de resimlerini ekleyeceğim.. Mesela , zeytinyağlı patlıcan dolması, bizim ailemizde pişmezdi, ben evlendikten sonra bakayım nasıl oluyor derken, midye dolma tadında bu dolmaları çok sever oldum..Görsel olarak da her zaman hoş bir sunum oluyor.. Aklına gelmeyenlere hatırlatayım dedim:)

9 Kasım 2007 Cuma

İYİ Kİ DOĞDUN ZEYNEP



Evet, ve her zamanki klasik kurabiyeden , bu sefer kakaolu değil, zencefil ve tarçın ekleyerek yaptım...Gayet başarılı, nedense bu sefer tadını da daha çok sevdim, istediğim kıtırlıkta oldu...Şeker hamurlarını yine çok ince bir bal tabakasıyla yapıştırdım...



3 değişik şekilde yaptım, istedim ki rengarenk baktıkça doyamasın Zeynep...Süslenmiş kurabiyelerimi kutusuna yerleştirdim, akşam Rize yollarına düşecek... İnsan severek hazırladığında gerçekten mutlu oluyor ve sanırım bu mutlulukta yaptığı şeye yansıyor...




Sizi seviyorum arkadaşlarım, Şirin, Özen, Tuğba...

Ve minik kuzucuklarım Zeynep , Nehir....



EN İYİ TARİF DENEDİĞİN TARİFTİR:)


Bu sözü söylemiş, ve şahsen tecrübe etmiş bulunmaktayım... Son zamanlarda şeker hamurlu kurabiyeler deniyorum, şeker hamurunda bir problem yok da, kurabiyesinde istediğim tada ulaşamamıştım.. En son yaptığım kakaolular çok güzeldi ama istediğim bisküvi kıtırlığı yoktu..

Dün gece yeni bir tarif denedim, zaten hep böyle sıkışık anlarda denerim, hep vardır böyle aceleci bir tarafım.. Neden geniş bir zamanda denemem onu da bilmiyorum...

Çok yakın arkadaşım Şirin'in tatlı kızının ( İyi ki doğdun Zeynep!!) doğumgünü var , Rize'de, ben her ne kadar gidemesemde kurabiyelerimle doğumgününe katılmak istedim... İşte dün gece 21:00 da başlayıp 04:00 te son bulan kurabiye maceramın ilk perdesi...

Bu kurabiyelerle epey uğraştım.. tarife birebir sadık kaldım, inanılmaz yapışan bir hamur oldu, derken biraz buğday nişastası, biraz un, en son kendim hazırladığım pudra şekeri fınfık tozu karışımdan 1 kavanoz ekleyerek baya güzel gözüken ve kokan bir hamur elde ettim.. Buzdolabında dinlendirdim.Hamuru şekillendirdim, ve pişirdim.. Çoook lezzetli ama şekilin neredeyse iki katı kabaran kuraiyeler elde ettim.. Ama hakikaten Danimarka bisküvileri gibi bir lezzet oldu.. Hemen kurabiye kutusuna kaldırdım, bahaneyle Eylül'cüğe de kurabiye yapmış oldum..
Bu kurabiyenin tarifini veremeyeceğim çünkü nişastayı ekledikçe ekledim:)))

29 Ekim 2007 Pazartesi

ÇİÇEK AÇTI KURABİYELERİM


Cumartesi günü kızımla birlikte Lilliput oyun evine gittik. Eylül çok güzel bir gün geçirdi, çok eğlendi... Ben de harika bir kahvaltı ettim bu arada... Girişte cam kavanozlarda kurabiyeler vardı, el yapımı ... Eylül kakaolu olanlara bayıldı. "Anne mama, anne mama" diye diye yedi kurabiyelerden . Bende bugün kızıma kurabiye pişireyim de zevkle yesin dedim..Derken, canım biraz şeker hamuruyla vakit geçirmek istedi.. Şekerdi boncuktu derken ortaya bu kurabiyeler çıktı. Ben yaparken çok eğlendim, tavsiye ederim:))


23 Ekim 2007 Salı

Kızımın etkinligi...



Küçüklüğümden beri en severek yediğim şeylerden biridir kağıtlı kek... Hatta bu kekle o kadar çok anım var ki aklıma gelen, ablamla birlikte mutfağa girer, annemim beş dakikada keki hazırlamasını seyrederdik, bazen yardım ederdik, ve sonrasında geçmek bilmeyen onbeş dakikayı beklerdik sabırsızlıkla...
Daha sonraki yıllarda, ben de yapmaya başladım bu keklerden, arkadaşlarıma ikram ettim, beraber mutfakta hazırladık pişirdik... Üniversite yıllarında, hepimiz birer çeşit yapardık, benim ikramım hep renkli kağıtlardaki kekler olurdu.. Üzümlü, kakaolu çeşit çeşit kek... Muffinler gibi kabarık değil, daha yassı, daha kıyır kıyır.. Fırından çıktığında , bitme süresi maksimum 15 dakika:)) Az malzeme, şaşmaz tarif, bazen daha derli toplu olur, bazen daha çok yayılır, ben her türüne de bayılırım.. Şimdi kızım da çok seviyor bu kekleri.. Çocuk etkinlikleri için hazırlamıştım, maalesef yetişemedim, olsun ben yine de yayınlayayım tarifimi, kızımın yumuk ellerindeki kek resmini...

Malzemeler

2 yumurta
1 çay bardağı süt
1 küçük su bardağı toz şeker
125 ml margarin ( eritilmiş)
2 küçük su bardağı un
1 paket vanilya
1 çay kaşığı karbonat


İlk önce yumurta ve şekerler çırpılır, sonra süt, yağ, un, karbonat ve vanilya eklenerek çırpılır..Kuru üzüm katılacaksa, istenildiği kadar üzüm suda 5 dakika haşlanır süzülür , hamura eklenir.. Ya da isterseniz üzüm yerine 1 çorba kaşığı kakao da ekleyebilirsiniz...
Hamur yağlı kağıt üzerine dizdiğiniz kağıtlara eşit miktarlarda dökülür.. Kağıtlar muffin kapları değil de, eski çeşit klasik , kuruyemişçilerde bile bulabileceğiniz kek kağıtları olacak...İçine çok fazla hamur koymayın, çünkü güzelce kabarıp yayılıyor, pişince fazla taşar yoksa..:) Yüksek ısıda, ben 200 derecede pişiriyorum, 10-15 dakikada hazır oluyor..
Umarım beğenir, zevkle yer , çocuklarınıza da pişirirsiniz...

Afiyet olsun




16 Ekim 2007 Salı

Söz Pastası
















HANDE & BERHAN

MUTLULUKLAR DİLİYORUM...



Bugün kuzenimin söz pastasını yaptım...Şartlar ne kadar zor:) olsa da fazla strese kapılmadan, beni memnun eden bir pasta çıktı ortaya..

Öncelikle şeker hamurunu kendim yapmaya karar verdim. Hep hazır hamur kullandığım için, bu sefer hamurunu da kendim yapayım dedim. Sebebini çok iyi anladığım (pudra şekeri!) başarısız bir hamur yaptım, kum kum dökülen, ele yapışan açılamayacak kıvamda.. Ne yaparsam yapayım düzelmedi.. Hemen hazır hamur aldım ve şeker hamurunu denemeyi başka bir zamana erteledim...

Kuzenim, pastasını beyaz , ve sade güllerle süslü istedi. Ben de elimden geleni yapmaya çalıştım...


Pastanın içi 4 kat, pandispanya, çikolata ganaj , fıstık, muz, pandispanya, ganaj , damla çikolata , fıstık, pandispanya , ganaj , muz, fıstık ve pandispanya... üzerini de cok ince ganajla kapladim..Şeker hamuru, kenarlari minik toplarla süsledim, güller ve yeşil yapraklar... Aslında daha çok vaktim olsaydı çok daha fazla uğraşırdım ama tam süslerken Eylül uyandı, derken seyretmekten sıkıldı, biraz hamur verdim , oynamaktan sıkılınca da her taraf yapış yapış olmaya başladı:)) Eh bu durumda da pasta süslemesi son buldu...

Ben gerçekten çok keyifle yaptım...İnşallah evlilikleri de en az pastaları kadar tatlı olur ...

14 Ekim 2007 Pazar

7 TAHILLI EKMEK


Pastalara bir türlü sıra gelmedi:))

Bayramdan önce, "Üç güzeller"den sonra hızımı alamayıp, bir kaç deneme daha yaptım. Ortaya pek ikram edilecek şeyler çıkmadı açıkçası.. Ama ben bilmediğim bir çok şey öğrenmiş oldum. Yaptıklarımın fotoğraflarını da çekmiştim, bir sonraki yazımda resimleri de ekleyerek engin:) tecrübelerimi paylaşacağım. "Nasıl başarılı çikolata yapılmaz? "

Ben resimleri bulana kadar, pişirdiğim taze 7 tahıllı ekmeğimin resmini ve tarifini eklemeye karar verdim..

Malzemeler:

4 cup yedi tahıllı un (Söke un , hazır paket ekmeklerden değil, sadece un olarak)

350 ml oda sıcaklığında su

2 çay kaşığı tuz

2 çay kaşığı esmer şeker

1,5 tatlı kaşığı kuru aktif maya


Kaba ilk önce su koyulur, bir kenara tuz, karşı kenara şeker eklenir, un üzerine konulur ve en üste serpiştirerek maya eklenir..

Ekmek , küçük boy, orta renk kabukta pişirilir..


Ben gerçekten de bu ekmeği çok seviyorum, uzun süre tazeliğini koruyor, ve çok lezzetli, tavsiye ederim

Afiyet olsun

9 Ekim 2007 Salı

ÜÇ GÜZELLER




Bayram öncesi , bu sene evde kendi çikolatalarımı hazırlamaya karar verdim. Gerçekten çok pratik, çok lezzetliler... Tavsiye ederim, kıtır kıtır , karamel tadında ...Bu ölçülerden yaklaşık 35 tane çikolata elde ediliyor. Bir kısmını hindistan ceviziyle, bir kısmını kakaoyla,kalanları da sade şekilde çikolata kağıtlarına yerleştirdim. Ben özellikle kakaoluları çok sevdim..
Bu güzel tarif için Sevgili Serap Hanım'a teşekkür ediyorum.
Malzeme listesi:
5 metro çikolata
2 su bardağı corn flakes
1/2 su bardağı şam fıstığı
1 çorba kaşığı tereyağı

Çikolataları benmari usulü karıştırarak eritin. Erimiş çikolataya tereyağını ekleyerek karıştırmaya devam edin. Çikolataya corn flakesleri katın, kaşıkla karıştırın. Biraz soğuyunca, çikolatayı yoğurarak elinizle şekil verin. Çikolata elinize yapışıyorsa biraz daha corn flakes katabilirsiniz..
İsteğinize göre çikolatalarınızı kakaoyla, hindistan ceviziyle, fıstıkla, cevizle kaplayın.

Afiyet olsun...
Bayramınız tatlı olsun...

1. YAŞGÜNÜ


Aylar önce de yapmış olsam kızımın ilk doğumgünü pastasını bloguma koymadan edemedim... Pandispanyasını kakaolu yapmıştım, ara kremasını ganaj hazırlamıştım. Meyve olarak da frambuaz... Gerçekten çok hafif ve çok lezzetli bir pastaydı.

3 Ekim 2007 Çarşamba

SÜTLÜ BEYAZ EKMEK


Blogumda yayınlayacağım ilk tarifin tatlı olacağını düşünüyordum...
Sonra evde ekmek kokusu yayılmaya başladı.. Tamam dedim, ben de ekmeğimin resmini çekeyim, bir çok denemeden sonra severek yediğimiz ekmeğin tarifini yazayım dedim...
Ekmek makinemi alalı henüz bir ay oldu.. Aslında çok geç kalmışım, almamak için çok direndim , çok yer tutuyor, sonra hevesim geçecek makine kalacak vs... diye..
Ama baktım ki kızım anneannesinden gelen ekmekleri pasta gibi yiyor, o zaman dedim artık ben de alayım da, kızımı güzel ev ekmekleriyle büyüteyim...
İlk denememde kayayla tahta arası kıvamda bir ?ekmek? elde ettim.. Bir sonraki başarılı, sonraki 4-5 ekmek başarısız derken doğru tarifi tutturdum.. Şimdi unum bayat olmadıkça ki buna çok dikkat ediyorum gerçekten güzel ekmekler yapıyorum..

Dönüşümlü olarak, bir sütlü beyaz ekmek, bir esmer ekmek pişiriyorum, beyazı kızım ve eşime, esmeri bana...

SÜTLÜ BEYAZ EKMEK

500gr un
330 ml süt (oda ısısında)
1,5 tatlı kaşığı esmer şeker
1,5 tatlı kaşığı tuz
1 çorba kaşığı yumuşak margarin
2 tatlı kaşığından biraz az kuru maya (yuva maya kullanıyorum)

Önce sütü kaba dökün, bir başa tuzu, karşı noktaya şekeri, ortaya da margarini koyun.
Üzerine unu dökün,sütü tamamen kaplasın, yani ortada kubbe gibi olmasın, unun üzerine mayayı serpin. Burada dikkat edeceğiniz nokta, maya sütle temas etmemeli...

Küçük boy ekmek, koyu renk kabukta pişiriyorum.. Tahıllı, ya da çavdar yapacaksam margarin eklemiyorum kalan tarifi aynen uyguluyorum....

Afiyet olsun

29 Eylül 2007 Cumartesi



Merhaba,

Kahve ...Ortaokul yıllarından beri kokusuna, tadına hayran olduğum içecek..

Pasta...Hele bir de çikolatalısı!

Ve bu ikisi , bir de dostlarla birlikte olursa tadına doyum olmaz...

İşte bu yüzden, çok da düşünmeden blogumu kah-ve-pasta olarak adlandırdım. Sıcak bir fincan kahve, yanında bir dilim pasta ve neşeli tariflerimiz olsun bu sayfalarda...