Bu sözü söylemiş, ve şahsen tecrübe etmiş bulunmaktayım... Son zamanlarda şeker hamurlu kurabiyeler deniyorum, şeker hamurunda bir problem yok da, kurabiyesinde istediğim tada ulaşamamıştım.. En son yaptığım kakaolular çok güzeldi ama istediğim bisküvi kıtırlığı yoktu..
Dün gece yeni bir tarif denedim, zaten hep böyle sıkışık anlarda denerim, hep vardır böyle aceleci bir tarafım.. Neden geniş bir zamanda denemem onu da bilmiyorum...
Çok yakın arkadaşım Şirin'in tatlı kızının ( İyi ki doğdun Zeynep!!) doğumgünü var , Rize'de, ben her ne kadar gidemesemde kurabiyelerimle doğumgününe katılmak istedim... İşte dün gece 21:00 da başlayıp 04:00 te son bulan kurabiye maceramın ilk perdesi...
Bu kurabiyelerle epey uğraştım.. tarife birebir sadık kaldım, inanılmaz yapışan bir hamur oldu, derken biraz buğday nişastası, biraz un, en son kendim hazırladığım pudra şekeri fınfık tozu karışımdan 1 kavanoz ekleyerek baya güzel gözüken ve kokan bir hamur elde ettim.. Buzdolabında dinlendirdim.Hamuru şekillendirdim, ve pişirdim.. Çoook lezzetli ama şekilin neredeyse iki katı kabaran kuraiyeler elde ettim.. Ama hakikaten Danimarka bisküvileri gibi bir lezzet oldu.. Hemen kurabiye kutusuna kaldırdım, bahaneyle Eylül'cüğe de kurabiye yapmış oldum..
Bu kurabiyenin tarifini veremeyeceğim çünkü nişastayı ekledikçe ekledim:)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder